24 Ağustos 2009 Kavrun Yaylası-Yedigöller

sabah kavrun yaylası için yola çıktık. minibüse yöneldik.kalkıyor mu? nereye?yemyeşil gözlerinin içi gülen sarışın biri bana doğru geliyor. soruyorum kavrunda ne var? burası da yayla mı! bir de orayı görseniz! göller var! diyor o yumuşacık oraya özel şivesiyle. yürünür mü göllere? 2 saatte yürürsünüz. oldu. arkada 3 çocuk var. önde biz. her zaman ki gibi. doğu bayazıttan beri önde gidiyoruz hep. alışkanlık oldu artık.nerden geliyorsunuz? istanbul. neresinden? taksim. sevdik onu. yol çok çok engebeli. bir ara koltukla temasım kesildi. hop hop hop. araba yolda takıldı. bütün arka grubu en arka koltuğa geçirtti. hoop geçtik. bu yollar şifaludur. böbrek taşı düşürtür.iç organlaru birbirune yaklaşturur!aşağı kavrun ve galler düzü'nden geçip yukarı kavrun'a vardık.

hepiniz göllere gideceksenuz ben gotureyim sizi! olur. yukarı kavrun yaylası iki dağ arasındaki vadiye yerleşmiş. yüksek vadi. kaçkarın hemen altı. bir su akıyor içinden incecik. meydanındaki kahvede o beyaz metak çiçekli sandalyelerden var. bir de hayatımda yediğim en güzel tahinli çöreği satan küçük fırın bakkal karışık dükkan.
adı tayfun. diğer grup arkadaşları erhan, rıfat ve musa. 2 saat yürüyoruz. dura dinlene. ha şu tepenun arkasudur diyor. yok öyle brişey yürü yürü kaç bine çıktık bilmiyorum.öğrendim 3100m imiş. yürü yürü son bir nefes vardık göllere. yolda bir sürü geri dönen kafile var. veya eşyalarını önden katırlara yükleyip aşağıya yollayıp kendi yavaş usul aşağı inenler. bunlar yusufeli tarafından gelirlermiş. dağı aşıp. çok özendim.

yedi göllere geldik. kar var hemen yanı başımızda. su masmavi. aslında bulınduğun yüksekliğe göre yansıtığı renkler değişiyor. en tepedeyken masmavi sonra değişen. girilirmiş. girdik. zor. buz gibi buz. atladım. gözümü bir açtım muhteşem bir mavi, yeşil elim bir başka renkte içinde. ne büyük güzellikç tadı çok güzel, tatlı. tatlı suda yüzmek çok güzelmiş. bir de fırat'ta yüzmüştüm. ama bu çok başka. yüzüm uyuştu soğuktan. kuruduk. geri yola koyulduk. ayaklarım soğuktan kaskatı olmuş hissetmiyorum. su toplamış.
ayder'e geri iniyoruz. yukarıda tek bulut yok ayder'i örten bulutların üstündeyiz. yukarıdan bakıyoruz. ne acayip.

kaplıca vakti. donmuşuz zaten. iki israilli kız var havuzda. bu arada her yerde sürüyle israilli görüyoruz sürekli. tohum topluyorlarmış. ramazanı, orucu, pideyi soruyorlar merakla.
soyunma odasında israilli kızlar ve biz. ikimiz de uzun. bir kadın girdi. hepimizi yabancı sandı galiba. amaan ne fizikmiş bunlardaki de! sonra safım birgem zeyno havluyu versene diyiverince kadın şaşırırmakla utanmak arası.
çıktık. yemek için sevgili garsonun olduğu yere gidelim dedik. özlemiştir malum. gün boyu yoktur kimselere sinir olmamıştır. yolda arkadaşlarımızla! karşılaştık. sabahki yayla turundan. birlikte oturup balık yedik. sonra gençler naber diye bir ses. tayfun gelmiş. kırıp geçirdiler yeşil vadi otel ve restoranın sahibi murat bey ve tayfun. lazdan laz fıkrası dinlemek ayrı bir güzel.

yazmışım: yayan gez, bir sürü insan tanı. sonra pat. ayrıl. çok tuhaf çok.


yukarı kavrun rakım 2260m
yedigöller 3100m
bugünün adamı : tayfun

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder