FAS 26-27 Temmuz 2010 : Chefchaouen

Akdeniz gibi ama deniz yok. İki yamaca bembeyaz yerleşmiş evler. İçindeyken o beyazlar bir kireç mavisi oluyor ki görme. Yerler duvarlar mavi masmavi. Rüya.
Sabah yürüyoruz. Her yer bomboş. Endülüs Quarter'ındaymış kaldığımız yer neredeyse. Meydanlar var, yanlışlıkla içine düştük. Birinde rengarenk bir çeşme gördüm.
10'da garaja gittik CTM biletini almaya.Ertesi gün sabah için bilet aldık sonunda. Fes'e.
Meydan ve Garaj, sanki biri şehrin en alt diğeri de en üst noktasında. Ana meydanda çok fazla kafe var. Birinde oturduk. Şeker gibi bize bakan çocuk. Sürekli aynı şeyleri içiyoruz; cafe au lait-sütlü kahve, soda, hawai ve naneli çay.
Saatler geçiyor ve sadece orada oturup gelen geçene bakıyoruz.

Çamaşırhane: Dolaşırken şehrin kapılarından birine vardık. Yolun aşağısından nasıl bir ses geliyor; çoluk çocuk..Dupduru bir su akıyor köprünün üstündeyiz. Havuzcuklar yapmışlar, içinde yüzen çocuklar..bir atlayan bir daha atlıyor. İleride bir çatının altında dizi dizi kadınlar çamaşır yıkıyorlar. Yıkananlar yamaçlarda serilmiş kuruyor. Bütün kasaba boşalmış çamaşıra gitmiş sanki o kadar şenlikli..Birkaç saat sonra önümüzden geçerken gördük çamaşırdan gelenleri.

Yemek: Utana sıkıla( Fas'a gitmişsin 2. gününde Fas yemeği olmayan bir lokanta soruyorsun) sorduk; -böyle ne bileyim hamburger, pizza satan bir yer var mıdır acaba?-yeeaaa, of course..there is chez aziz down the gate there(ağır ingiliz aksanı lütfen!) delicious burgers(böögıııs) over there. bulduk yedik. çok kalabalık bu arada. öğlen yemeğinde pizza, akşam yemeğinde hamburger patates. Birge'nin iddiasına göre 45 baharattan yaptıkları ve herşeye kattıkları bir sos var. Bence baharatları tek tek katıyor da olabilirler. Neyse ondan koydurmamak için epey bir çaba sarfediliyor. - Hiç birşey koymayın- Hayır ondan koymayın -Hayır Hayır hiçbirşey olmasın salata da olmasın!
Chez Aziz: Bab El Ain'dan çıkıp sola doğru yolu takip edince solda.

Haşhaş: Sabah uyanır uyanmaz içmeye başlıyorlar. Söylediklerine göre ülkede turizmin korunması için buna pek karışılmıyor. Sabahtan öğlene kadar iyi de öğleden sonra akşama doğru sokaklarda yürünmez oluyor, oradan atlayan buradan atlayan; gözleri kayan bir sürü adam. Esnaf engelliyor, genelde savuşturuyor. Özellikle Endülüs Mahallesine bu saatlerde gitmenizi pek tavsiye etmem, zor çıktık.

Rüya derken.. bir köşeyi döndük yine döndüğümüz diğer onlarca köşe gibi ve yine rüyada gibi hisettiren maviliklerin içinde kalıveriyoruz. bu sefer bu çeşme geldi. öğlen olmaya yakın, bir ışık var üzerine yarım vurmuş sonra masmavi kubbecik o ışıkla erimiş gidiyor gibi. ona karışıvermiş..
rüya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder